Avukat Ali Yıldız, bir Türk çiftin iltica başvurularını reddederek geldikleri Kosova’ya geri gönderme kararı alan İsviçre’ye karşı BM İşkenceye Karşı Komite nezdinde açtığı davayı kazandı. Şikâyetçilerin sınır dışı edilmesini önlemek için geçici tedbir kararı almış olan Komite, son oturumunda İsviçre makamlarının kararlarında hatalı olduğu sonucuna vardı.
İsviçre makamları, söz konusu kararı alırken, Kosova’nın şikayetçileri Türkiye’ye sınır dışı etmeme konusundaki diplomatik güvencesinin yeterli teminat sağladığı savıyla Kosova’nın Gülen hareketiyle bağlantılı kişiler için güvenli bir ülke olduğunu varsaymıştı.
Avukat Ali Yıldız ise şikayetçi adına, Kosova’nın uluslararası insan hakları sözleşmelerinin hiçbirine taraf olmadığını, Gülen hareketiyle bağlantılı altı Türk’ün Kosova’dan zorla geri gönderildiğini ve Türkiye’de hapsedildiğini, Türkiye’nin Kosova üzerinde büyük etkisi ve nüfuzu olduğunu savundu, Türkiye, Finlandiya ve İsveç tarafından Kosova’nın NATO üyeliği için imzalanan üçlü memorandumun, Gülen hareketiyle bağlantılı kişilerin sınır dışı edilmesinin Türkiye’nin uluslararası gündeminin en üst sıralarında yer aldığını gösterdiğini, Türk yetkililerin Gülen hareketinin yasaklanması halinde Türkiye’nin Kosova’nın NATO üyeliğini destekleyeceğini söylediklerini belirtmiştir.
BM İşkenceye Karşı Komite, Gülen hareketiyle ilişkili olduğu düşünülen şikayetçilerin “Türkiye’ye iade edilmeleri halinde kişisel, gerçek, mevcut ve öngörülebilir bir işkenceye maruz kalma riskiyle karşı karşıya kalacakları” sonucuna varmıştır. Komite ayrıca, “Kosova’nın İşkenceyi Önleme Sözleşmesi’ne taraf olmamasının ve bu nedenle Sözleşme’nin 3. maddesi uyarınca uluslararası hukuka göre (şikayetçiyi) işkenceye maruz kalma tehlikesi altında olacağı bir ülkeye geri göndermekten kaçınmakla yükümlü olmamasının ve Sözleşme’nin diğer hükümlerinden herhangi biriyle de bağlı olmamasının davanın esası bakımından önemli olduğunu” kaydetmiştir. Taraf Devlet’in “diplomatik güvence argümanı” ile ilgili olarak Komite, diplomatik güvencelerin geri göndermeme ilkesini zayıflatmak için bir boşluk olarak kullanılmaması gerektiğini belirtmiştir.
Komite ayrıca, “Türkiye Hükümeti’nin Kosova Hükümeti’ni Gülen Hareketi’ni yasadışı ilan etmeye çağırdığını” kaydetmiş ve “Kosova’nın Gülen Hareketi’ni bir terör örgütü olarak tanımlaması halinde, Kosova’nın davacılara verebileceği herhangi bir güvence veya olası mülteci statüsünün onları iade Türkiye’ye edilmekten koruyamayacağını” tespit etmiştir.
Komite daha sonra, Kosova tarafından İsviçre’ye davacıları sınır dışı etmeyeceği konusunda verilen güvencenin, şikayetçilerin Kosova’ya iade edilmeleri halinde Kosova’dan Türkiye’ye nakledilme konusunda gerçek bir riskle karşı karşıya kalacakları sonucunu ortadan kaldırmadığına karar vermiştir.
Komite son olarak, taraf Devlet’in başvurucuları Kosova’ya geri göndermesi halinde, başvurucuların Türkiye’ye zorla geri gönderilme ve işkenceye maruz kalma riskiyle karşı karşıya kalacakları için, Sözleşme’nin 3. maddesinin ihlal edilmiş olacağına ve bu nedenle taraf Devlet’in (İsviçre) başvurucuları Kosova’ya zorla geri göndermekten kaçınması gerektiğine karar vermiştir.
Avukat Ali Yıldız Ankara ve Brüksel barolarının üyesidir ve iade davaları, Interpol mekanizmalarının kötüye kullanımı (kaldırma, silme ve düzeltme talepleri) ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve BM insan hakları organlarına bireysel başvurular konusunda uzmanlaşmıştır.